Sevk Öncesi İnceleme Uygulaması ve Uygulamanın Amacı Nedir?

Sevk öncesi inceleme, bu alanda uzmanlaşmış özel belgelendirme şirketlerinin, ithal malın fiyat, nitelik ve niceliğini kontrol etmekle görevlendirilmesini esas alan bir uygulamadır.

Genellikle kendi imkânları ithalat denetimi faaliyetlerini gerektiği ölçüde gerçekleştirmede yetersiz kalan gelişme yolundaki ve en az gelişmiş ülkelerce başvurulan bu uygulamanın amacı, malın değerine dair yalan beyan sonucu oluşan vergi kaybının önlenmesi, kalitesiz ürünün ülkeye girişinin önüne geçilmesi ve yetersiz idari altyapının telafisinin sağlanmasıdır. Bu anlamda, az gelişmiş ve kendi ithalat denetimlerini gerçekleştiremeyen ülkelerin, sevk öncesi incelemeye başvurması ve kendi gerekli gördüğü ürünleri inceleme kapsamına alması mümkün bulunmaktadır. Söz konusu uygulama kapsamında gerekli denetimler ithalatçı ülke tarafından görevlendirilen uzman şirketlerce mal ihraç ülkesindeyken gerçekleştirilmekte, ürünün istenilen teknik kriterlere uygunluğunu gösteren bir belge düzenlenmekte ve bu belge ithalatçı ülke gümrüklerinde aranmaktadır. 

Sevk Öncesi İnceleme Uygulamasının Hukuki Altyapısı Nedir?

Sevk öncesi inceleme uygulamasının uluslararası ticaret üzerindeki olumsuz etkilerini asgariye indirmek amacıyla Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Sevk Öncesi İnceleme Anlaşması kabul edilmiştir. Anlaşma suretiyle uygulamanın tarafsızlığı ve şeffaflığı temin edilerek, ticaretin önünde bir engel olarak kullanılmasının önüne geçilmesi hedeflenmektedir.
DTÖ Sevk Öncesi İnceleme Anlaşmasına buradan ulaşılabilmektedir. 

Sevk Öncesi İnceleme Uygulamasına Yönelik Yaklaşımımız Nedir?

Türk ihracatçısına ilave külfet ve maliyet getirmesi nedeniyle Bakanlığımızca sevk öncesi inceleme uygulamasına olumlu yaklaşılmamakta, Türk ihraç ürünlerinin dış pazarlara girişinde test, belgelendirme ve gözetim açısından ek yükümlülükler yaratan uygulamalara maruz kalmaması hedeflenmektedir. Dolayısıyla, Bakanlığımızın öncelikli amacı, Türk ürünleri için zorunlu sevk öncesi inceleme uygulayan ülkelerin bu uygulamalardan vazgeçmelerini, önemli ticari ortaklarımızın ise yeni bir önlem olarak sevk öncesi incelemeye başvurmamalarını sağlamaktır. Ancak bunun imkân dahilinde bulunmadığı durumlarda, sevk öncesi incelemenin ihracatımıza olumsuz etkilerinin mümkün olduğunca asgariye indirilmesi temel önceliğimiz olarak ön plana çıkmaktadır.