Ülkeye yapılacak yatırımlara ilişkin olarak, 2021 yılından bu yana uygulamada olan bir Kanun kapsamında, kamu düzeni ve güvenlik ile bağlantılı alanlar, silah imalatı, çift kullanımlı mallar ve hassas bilgi/veri altyapısı kullanımı ile ilintili yatırımların Çek Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın ön onayına başvurması zorunlu hale getirilmiştir. Mevzuat kapsamında, “güvenlik ile bağlantılı olma” ölçütünün muğlaklığı göz önünde bulundurulduğunda, yabancı yatırım planlarının önceden münferiden Çek Yatırım Ajansı CzechInvest ve Bakanlık’a sunularak bahse konu mevzuat kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin açıklığa kavuşturulmasında fayda bulunmaktadır. Ön onay prosedürünün 45 gün içinde tamamlanması öngörülmektedir.
Çekya’da yatırım teşvikleri, yatırım yapılan bölgenin gelişmişlik düzeyi, istihdam ve katma değer yaratma potansiyeli ve sektörel öncelikler çerçevesinde şekillenmektedir. Bu bakımdan yatırım planlama aşamasında Czechinvest ile görüşülerek bölgesel ve sektörel yatırım destekleri hakkında bilgi edinilmelidir.
Çekya’ya ihracatta talep edilen ürün gereklilikleri ve prosedürler, AB kurallarından ayrışmamaktadır. İhracat öncesi aşamada ürün özelindeki lisans uygulamaları, çevresel uyum/geri dönüşüm şartları, etiketleme, ambalaj ve standartlar ve tarife dışı uygulamalar konusunda Çek Gümrük İdaresi TARİC portalına ücretsiz üye olmak suretiyle bilgi edinilmesi önerilir.
Bilhassa tarım ve gıda ürünlerinde Çek gümrüklerinde fiziki kontrol uygulamaları ile karşılaşılabileceği akılda tutulmalıdır.
Ticaretin akışı sanayi ürünlerinde Gümrük Birliği ve AB ile mevcut tercihli ticaret düzenlemeleri temelinde ilerlemekte, ülkemiz ürünlerine herhangi bir ayrımcı muamele yapılmamaktadır. Bununla birlikte, ülkenin ticareti çok yüksek oranda komşu ve AB ülkeleri ile gerçekleşmekte olup, Çek ithalatçıların, bilhassa tarım ürünlerinde ticaretin akışında AB ülkelerinin sahip olduğu tarife dışı avantajın farkında olduğu ve bu ülkelerden ithalatı sürdürme eğiliminde olduğu görülmektedir.
Çek makamlarının, kurallara sıkı biçimde bağlı olup, (aslı istenen belgenin kopyasının sunulması dahil) eksik evrak durumlarında süreci tamamlamaktan imtina etmesi beklenen bir durumdur. Bu itibarla firmaların, ihracatın fiilen gerçekleşmesinden önce, pazara giriş koşullarını ve sunulacak belgeleri teyit etmesinde fayda bulunmaktadır.
Çekya’da ürün güvenliği ve denetimine ilişkin mevzuat, AB tarafından belirlenen çerçevede düzenlenmekte, iç hukuka aktarım sürecinde zaman zaman ortaya çıkan aksamalar dışında, uygulama AB ile yeknesaklık arz etmektedir. Ülke pazarına girişte, daha önce ihracatı ülkemizden gerçekleşmeyen ürünler söz konusu olduğunda Gümrük İdarelerinin daha uzun süreli denetim ve beklemelere yol açan uygulamalar yapabildiği görülmektedir. Benzer bir durum, gıda ve tarım ürünlerinde gözlenmektedir.
Yatırımlarda, katma değer yaratma potansiyelinin kapsamlı biçimde ortaya konmasının teşviklerin alınmasını kolaylaştırabileceği değerlendirilmektedir. Yatırımcılarımızın, ülkede işsizliğin çok az olması ve ülkemiz vatandaşlarına yönelik çok sıkı vize politikası izlemesi nedeniyle istihdam edilecek personel bulmakta zorlanabileceklerini hesaba katması önerilir.
Eski Doğu Bloku ülkesi olan Çekya, savunma sanayinde NATO sistemlerine geçmekte olup, savunma sanayi bütçesini artırmaktadır. Bu durumun firmalarımıza alan açabileceği değerlendirilmektedir. Çift kullanımlı mallar ve savunma sanayi ürünlerinin ihracatında, lisans uygulamalarının ve uluslararası yaptırımların öncelikle tespit edilmesi ve Çek makamları ile teyit edildikten sonra ticaretin gerçekleştirilmesinde fayda görülmektedir.
İhracatçılarımızın, ürün özelinde talep edilen gerekliliklerle ilgili olarak
https://www.celnisprava.cz/en/applications/Pages/taric-cz.aspx adresine ücretsiz kayıt olarak GTİP sorgulaması ile bilgi edinmesi önerilmektedir. Tereddüt halinde Müşavirliğimize sorulması da önerilmekle birlikte, soruların yanıtı için başvurulan Çek makamları genellikle söz konusu bağlantı adresine atıfta bulunmakla yetinmektedir. Çek makamlardan yanıt alınmasının zaman alabileceği de akılda tutulmalıdır.
Çekya, kişi başına düşen milli gelirinin tedricen arttığı, önemli bir pazardır. Gelir artışına paralel olarak, ithalatçıların maliyet avantajına ilaveten sağlıklı ürün tüketimi, ürün kalitesi, sürdürülebilirlik ve üretimde istihdam edilen kişilerin hakları gibi hususlarda artan duyarlılığı daha fazla gözetmesi muhtemeldir.
Son olarak, bazı Çek firmaların halen ülkemizin Gümrük Birliği’nden kaynaklanan mevzuat uyumu avantajının farkında olmadığı, dolayısıyla Türkiye’den ithal edilecek ürünlerin kalitesine dair bir öngörüsünün bulunmadığı görülebilmektedir. Bu bakımdan, kalite-maliyet avantajımızın Çek firmalar nezdinde güçlü biçimde ortaya konması faydalı olacaktır.