Hırvatistan pazarında firmalarımız için ülkemizde de uygulanmakta olan standartlara kolay adaptasyon, coğrafi yakınlık, olumlu Türkiye imajı avantajlar olarak öne çıkmaktadır. Öte yandan bürokrasinin ağır işlemesi, vergi oranlarının yüksek oluşu, ihale süreçlerinin uzaması, vize gerekliliği ve çalışma izinlerinde uzayan süreç olumsuz özellikler olarak belirtilebilir. Hırvatistan, ülkemize ve AB’ye coğrafi yakınlığa sahip, stratejik bir konumda olan ve satın alma gücü ve kalite bilinci gelişmiş, sadece belirli alanlarda sanayi altyapısının yeni kurulmaya başlaması nedeniyle, net ithalatçı konumunda bulunan ve modern otoyollara sahip hem Akdeniz ülkesi hem de Doğu Avrupa üzerinden bir geçiş ülkesi konumundadır.
Ülkemiz ile Hırvatistan arasındaki ekonomik ilişkilere baktığımızda, ticari ilişkilerimizin potansiyelin oldukça altında olduğunu, ancak Türk yatırımcılar açısından önemli bir yatırım ülkesi olduğu gözlemlenmektedir.
Türkiye ile Hırvatistan arasındaki mal ticareti yıllar itibariyle artış eğilimindedir. İkili ticaret yapısına Hırvatistan açısından bakıldığında, özellikle Hırvatistan’ın AB ile üyeliği sonrasında dış ticaret açısından AB pazarına her geçen daha çok entegre olmayı tercih ettiği ve bu hususta başarılı oldukları gözlemlenmektedir. Türkiye açısından bakıldığında ise, Türk firmalarımız 3,87 milyon nüfuslu Hırvatistan’ı ölçek açısından küçük bir pazar olarak değerlendirmekte ve bölgeye, tarihi olarak daha yakın bağlarımız olan Bosna-Hersek ve Makedonya üzerinden girmeyi tercih etmektedirler.
Ancak Hırvatistan’ın özellikle coğrafi konumu, gelişmiş karayolu ulaşım altyapısı, yetişmiş insan gücü, AB üyeliği ve pandemi dönemi öncesi ülkeye gelen yaklaşık 20 milyon turist ile birlikte değerlendirildiğinde ticari ilişkilerin geliştirilmesinde sadece nüfusun kriter olarak alınmasının çok doğru bir yaklaşım olmadığı değerlendirilmektedir.
Hırvatistan özellikle ulaşım, enerji, altyapı ve turizm yatırımlarına dönük fırsatlar sunmaktadır. Avrupa Birliğinden finansman paketi kapsamında ar-ge, çevre, dijitalleşme ve altyapı ve ulaşım alanında yatırımlarında önümüzdeki dönemde hızlı bir artış kaydedilmesi beklenmektedir. Bu çerçevede, ülkemiz açısından Hırvatistan pazarına girişte yatırım ve müteahhitlik hizmetleri ile turizm sektörünün önemli bir yer tutabileceği değerlendirilmektedir.
Mal ticareti açısından potansiyelinin altında olan ilişkiler, hizmet ihracatı alanında daha hızlı geliştiği değerlendirilmektedir. Ticaret açısından zayıf bir konumda olan Hırvatistan, yatırımlar açısından önemli bir konumdadır. Türk yatırımları öncelikle turizm sektöründe mevcuttur. Diğer taraftan, son yıllarda, Hırvatistan’a gelen Türk yatırımlarında sektörel çeşitlilik oluşmaya başlamıştır.
Sonuç olarak, Hırvatistan küçük bir pazar olmasına rağmen, Hırvatistan’ı değerlendirirken, salt pazarın küçüklüğüne bakarak değerlendirme yapmak yerine, Hırvatistan’ı eski dağılan Yugoslavya coğrafyasıyla birlikte değerlendirmek gerekmektedir. Zira bu coğrafya içinde Slovenya ile birlikte AB üyeliği bulunan ülke konumundadır. Diğer taraftan coğrafi konumu ve gelişmiş ulaşım ağı ile özellikle AB pazarında yer almak isteyen firmalarımız açısından önemli bir giriş kapısı/lojistik merkez olma niteliği taşımaktadır. |