Irak Cumhuriyeti, hâlihazırda Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) üye olmadığından, DTÖ’nün tarife, tarife dışı engeller ve teknik engel mevzuatına tabi değildir.
Irak ile olan dış ticaretimizde karşımıza çıkan en büyük engellerden biri; IMH ile IKBY arasında ticaret alanında teknik mevzuat ve uygulamalara ilişkin farklılıklardır. Her ne kadar kalite kontrol ve uygunluk denetimi alanında IKBY’nin ilgili kurum ve kuruluşları IMH’nin belirlediği standartlara riayet ettiklerini ve söz konusu standartlara akredite olduklarını ifade etseler de, IKBY’den IMH’nin yetki sınırlarına; Musul, Kerkük ve Diyala’daki kontrol noktalarından geçen TIR’lar için yeniden laboratuvar tahlilleri ve uygunluk denetimi yapılması talep edilebilmektedir. Bu durum dış ticaret işlemlerinde aksamalara sebebiyet vererek zaman ve maliyet noktasında ihracatçılarımıza sorun yaratabilmektedir.
İbrahim Halil sınır kapısındaki uygunluk denetiminin herhangi bir risk analizi mekanizması olmadan tüm araç ve eşyalar için yapılması, tahlil sonuçlarına itiraz edilmesi durumunda başka bir laboratuvarın tahlil sonuçlarının kabul edilmemesi ve teknik altyapının bazı ürünlerin tahlili için aynı ülkemiz ile standartları karşılayacak şekilde yapılmaması çoğu zaman firmalarımızın karşısına teknik birer engel olarak çıkmaktadır.
Ülkemiz ile Irak arasında 3 adet sınır kapısı bulunmakta olup, bunlardan yalnızca İbrahim Halil sınır kapısı ticari geçişlere açıktır. Ancak Irak’ın İran ile olan sınırları boyunca resmi veya gayrı çok sayıda sınır geçişi bulunmaktadır. İran’a açılan söz konusu sınır kapılarında genellikle uygunluk denetiminin İbrahim Halil’deki gibi uygulanmaması ülkemiz ve firmalarımız açısından haksız rekabete sebebiyet vermektedir. Gerek IMH gerekse IKBY zaman zaman başta tarım ve gıda ürünleri olmak üzere, belli ürünlerde, yerli üretimi teşvik etmek iddiası ile ilave gümrük vergisi ve hatta ithalat yasağı gibi kararlar alabilmektedir. Öte yandan, üretim altyapısı oldukça düşük olan ve tüketici ürünlerinde ithalata bağımlı olan Irak’ta uygulanan ani vergi artışı ve ithalat yasağı kararlarının, yeterli veya hiç geçiş süreci verilmeden hızlı biçimde veya derhal uygulamaya alınmasına yönelik direktifler de özellikle öngörülebilirlik açısından ayrı bir zorluk unsurudur.
Türk TIR’larının IMH bölgesine girememesi nedeniyle eşyalar IKBY bölgesinde Irak plakalı TIR’lara aktarılmakta olup, söz konusu aktarma; taşımacılık maliyetlerinin artmasına, zaman kaybına ve eşyaların zarar görmesine neden olabilmektedir.
Türk lojistik firmalarının vize engeli nedeniyle IMH’nin yetki alanındaki bölgeye girememesi, firmalarımızın operasyonlarını yerel nakliyecilere bağımlı hale getirmektedir.
Ayrıca, TIR sözleşmesi Irak nezdinde 27 Eylül 2023 tarihinde yürürlüğe girmekle birlikte, sözleşmenin Irak’ta uygulanabilmesi için Irak’ta bir kefil kuruluşun ve TIR işlemlerinde yetkilendirilecek gümrük idarelerinin belirlenmesi de dahil gerekli işlemlerin henüz tamamlanmadığı bilinmektedir. Bu durum, Irak’ın kendi uygulamalarını uluslararası kefalet zinciri olmadan gerçekleştirmesine ve bu minvalde lojistik operasyonların zorlaşmasına sebebiyet vermektedir.
Irak’ın henüz DTÖ’ye taraf olmaması; fikri ve sınai mülkiyet haklarının güvence altına alınamamasından, gümrük vergileri kapsamında herhangi bir kanuni vergi haddinin belirlenememesi hususuna kadar pek çok konuda farklı uygulamaların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Ayrıca, ithalat vergilerinin hesaplanmasında genel uygulamaya aykırı olarak faturaya bağlı gümrük kıymeti değil ürünler için arı ayrı belirlenen referans gümrük kıymeti baz alınarak vergi matrahı belirlenmektedir. Bu durum ise vergi oranlarının arttırılmadan referans kıymetlerde yapılacak artış ile gümrük vergilerinin arttırılabilmesine olanak sağlamaktadır.
|